Uluslararası Af Örgütü genel sekreteri İan Martin bir açıklamasında ABD'nin bütün dünyada kendini insan hakları savunucusu olarak göstermesine rağmen kendi uygulamalarında insan haklarını hiç gözetmediğine dikkat çekti İan Martin bu ülkede polislerin tutuklulara işkence etmelerini bazı eyaletlerinde uygulanan ölüm cezalarını ve siyasi baskıdan kaçan bazı mültecileri zorla ülkelerine geri göndermesini ABD ile ilgili iddialarına gerekçe olarak gösterdi Martin açıklamasında 27 Haitilinin siyasi ve hayati tehdit altında olmalarına rağmen ABD yönetimi tarafından zorla ülkelerine geri gönderildiklerini ifade etti
• Torontolu araştırmacı James Bacque Amerikan ordusunun kaynak ve arşivlerine dayanan bir araştırmasında 1945-46 yıllarında Amerikan ordusunun açtığı esir kamplarında 1 milyon Alman askerinin kasten açlığa mahkum edilerek öldürüldüğünü ortaya çıkardı
• ABD yönetiminin Wietnam savaşı başta olmak üzere son yüzyıl içerisinde girdiği savaşlarda çoğunlukla yoksul tabakaya mensup olanları ve zencileri savaştırdığına çeşitli yayın organlarında dikkat çekilmiştir
• ABD eski adalet bakanlarından Ramsey Clark'ın öncülüğünde Körfez Savaşı'nda izlenen tutumu ve gerçekleştirilen insanlık dışı uygulamaları soruşturmak üzere oluşturulan Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi uzun süren araştırmaları sonunda hazırladığı raporlarda şunlara dikkat çekiyordu: "Körfez savaşı sırasında ABD ve müttefikleri Irak'a Hiroşimaya atılan atom bombasının yedi katı değerinde bomba attılar Bunlardan sadece % 7'sinin belli bir hedefi vardı Atılan bombaların % 60'ı doğrudan sivil halkı hedef aldı Bu savaşta nükleer savaş başlığı dışında her türlü silah kullanıldı Bombalamalar sonucunda Irak'ta 51 cami 28 hastane 687 okul imha edildi Savaşın sonuçları nedeniyle kötü beslenme yüzünden 45 bin Iraklı çocuk öldü" Ramsey Clark'ın öncülüğündeki Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi raporunu 30 ayrı ülkede bir yıl kadar süren inceleme ve araştırmalar sonucunda hazırlamıştı Raporda başta ABD başkanı George Bush olmak üzere ABD yönetiminin bütün üst düzey yetkililerinin dünya barışına ve insanlığa karşı ağır suçlar işledikleri dile getirildi Raporda ABD başkanı George Bush'un Körfez savaşı ile ilgili olarak 19 ayrı suçu işlemekten sorumlu olduğuna işaret edildi
AMERİKALI VE İNGİLİZLERİN ALMANLARA UYGULADIĞI SOYKIRIM
Amerikalılar ve İngilizler Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdılar Savunmasız insanların sığındığı Dresden kentine intikam amacıyla uygulanan bombardıman sırasında 3 bin 900 ton tahrip gücü yüksek bomba ve 200 bin napalm bombası atıldı Bu yoketme harekatında çoğunluğu çocuk ve kadınların oluşturduğu 200 bin kişi öldü Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan atom bombaları sonucu 135 bin kişinin öldüğü gerçeği Dresden’e uygulanan soykırımın büyüklüğünü gözler önüne serdi. Peki, bir atom bombasının yapım maliyeti ne kadardı? işte TEAŞ üst düzey yetkililerinden birinin korkunç astronomik maliyet açıklaması; bir atom bombasının maliyeti, evet, tam 100 milyar dolar'dır. " diye ifade ediyor. Öyleyse amerikanın o yıllarda daha henüz gelişmekte olan bir ülke olmasına rağmen, onlarca atom bombasının maliyeti nereden ve kimlerden karşılanıyordu? İşte o zamanki patronları ve siyasetçileri, yahudi ve yahudi uzantılarının ta kendileriydi.
Kızılderililer bir zamanlar Amerika'nın yerlileri idiler Ancak bugün Amerika kıtasında çok az Kızılderili mevcuttur Çünkü bunlar ciddi bir soykırım ile karşı karşıya gelmişlerdir Bu soykırımında milyonlarca Kızılderili yok edilmiştir Avrupa'nın ünlü seyyahlarından ve Amerika kıtasının kaşifi olarak bilinen Kristof Kolomb'un bu kıtaya girmesi ile birlikte Kızılderili katliamı başladı Kristof Kolomb'un askerleri 12 Ekim 1492 tarihinde Guanahani sahillerine çıktıktan kısa bir süre sonra vahşi canavarlar gibi Kızılderililere saldırmaya başladılar O zamanlar yakalanan bir Kızılderili ya öldürülüyor ya köle olarak satılması üzere Avrupa'ya gönderiliyor veya prangaya vurularak oldukça ağır işlerde çalıştırılıyordu Kristof Kolomb İspanya kralına Eylül 1498'de gönderdiği bir mektubunda aynen şöyle diyordu: "Buradan satılabildiği kadar çok köle gönderebiliriz" Almanya'da yayınlanan PM dergisinin Kızılderililerle ilgili bir araştırmasında bugünkü metotlarla nüfus sayısını hesap eden tarihçilerin tüm dünyada 1500 yılında 400 milyon insanın yaşadığını ve bunun beşte birinin Amerika'da hayat sürdüklerini tespit ettiklerine dikkat çekilerek 1550 yılında Amerika kıtasında sadece on milyon insanın geriye kaldığı belirtiliyor Yani 80 milyon Kızılderili'den 70 milyonu ya öldürülmek veya köle olarak satılmak suretiyle Amerika'dan silinmişti Avrupalılar bir yandan Amerikalı Kızılderilileri köle olarak satmak üzere gemilerle Avrupa'ya taşırlarken bir yandan da Afrikalıları aynı amaçla Amerika'ya taşıyorlardı
Avrupalıların Amerika kıtasını keşfetmelerinden sonra milyonlarca yerli Meksikalı kasıtlı olarak açlık ve salgın hastalıklar yoluyla ölüme terk edildi Bu durum karşısında İspanyollar: "İnançsızları cezalandırmak için Tanrı'nın gönderdiği hastalıkla mücadele edilmez" demişlerdi
Bu olaylar üzerinde düşününce insan 1992 yılında yüz binlerce Somalilinin açlıktan ölüme terk edilmesi olayını daha iyi anlayabiliyor Evet aradan asırlar geçtikten sonra aynı Batı yüz binlerce Somalili insanı açlık yüzünden ölmekten kurtarmaya yetecek 23 milyon dolar yardımı yapmayarak ölüme terk etti Demek ki Batı Ortaçağ'daki anlayış ve politikasını aynen devam ettiriyordu Biz yine Kızılderililerin topluca katledilmeleri konusuna dönelim:
1523'de Meksika'ya inen papaz Motolinia şöyle diyor: "Kızılderililerin eğer altını yoksa çocuklarını satarlardı Eğer çocukları da kalmamışsa kendi hayatlarını verirlerdi Bu haraçları veremediklerinden ötürü Kızılderililer işkence acıları altında ya da gaddarca zindanlarda öldürülürdü Zira İspanyollar onlara hayvani bir vahşilikle muamele ediyor ve onları hayvandan daha aşağı görüyorlardı"
Kızılderililerin cesetleri köpeklerin önüne yem olarak atılıyor vücutlarından yaralara iyi gelebilecek bir yağ üretiliyordu Kızılderili kadınlar sıra halinde direk ve ağaçlara çocukları da onların ayaklarına asılıyordu Bir hakim de İspanyol sömürgecilerin su kıtlığında bahçe ve tarlalarını Kızılderililerin kanları ile sulamaları talebinde bulunmuştu Bütün bu gerçekler pek çok tarihçi tarafından dile getirilmiş gerçeklerdir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder